“MÜSLÜMAN TOPLUMU OLMAKTAN UZAĞIZ”

“MÜSLÜMAN TOPLUMU OLMAKTAN UZAĞIZ”

Saliha Erdim’in hazırlayıp sunduğu ‘Hayat Mektebi’ programının bu haftaki konuğu mutasavvıf-yazar Ömer Tuğrul İnançer oldu. İnançer, “İbadet ritüellerini yerine getirince yükseldiğimizi sanıyoruz ama biz bugün Müslüman toplumu olmaktan çok uzağız” dedi.

GÜNCEL - 2021-06-17 16:16:34

Esenler Belediyesi yayın organı Şehir Ekranı TV’de izleyiciyle buluşan ‘Hayat Mektebi’ programının bu haftaki konuğu mutasavvıf-yazar Ömer Tuğrul İnançer oldu. Saliha Erdim’in sorularını yanıtlayan İnançer, Peygamber sevgisinden ilim tahsiline kadar pek çok konu hakkında görüşlerini bildirdi.

SEVMEK KÂİNATIN YARADILIŞ SEBEBİDİR

Sevmenin dünyaya ait bir duygu olmadığını ifade eden İnançer, “Sevmek fani değildir. Yan, dünyaya ait bir duygudan ibaret değildir. Sevmek, kâinatın yaradılış sebebidir. Bize en çok sevdiğimiz insanların davranışları tesir eder. Lisede edebiyat öğretmenimi çok sevdiğim için bu dersten hep çok yüksek notlar alırdım. Seven sevdiğine benzemeye çalışır. Sevmenin de şartları var. Örneğin peygamber sevgisi… Eğer biz o şartları yerine getiremiyorsak ‘Efendimiz (SAV)’i seviyorum’ dememiz kuru bir iddiadan ibarettir” şeklinde konuştu.  İnançer sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben dedemi çok sevdim. Babamdan korktum ve dedeme sığındım. Bugün hala takvayı Allah korkusu diye tercüme edenler var. Onlar, hepimizin Allah’ı korkunç ve korkulması gereken bir varlık olarak tanımamıza neden oluyor. Allah güzeldir, güzelden korkulmaz. Güzel sevilir. Çünkü korkarsan kaçarsın, seversen sığınırsın. Sevmek de tanımakla mümkündür.”

İLİM TAHSLİLİ OKUMAKLA SINIRLI DEĞİLDİR

Günümüzde oryantalistlerin bilgin insanlar olduklarını dile getiren İnançer, “Bilgi zannettiğimiz kadar çok önemli değildir. Bazı şeyleri bilmeden de yaparız, çalışmadan, gayret sarf etmeden öğreniriz. İlim tahsilinin yolu okumakla sınırlı değildir.  Örneğin Osmanlı mekteplerinde çok fazla Selçuklu tarihini okuttuklarına dair bir bilgiyi bulamayız. Biz de şimdi bu dönemde Osmanlı tarihini yanlış okutuyoruz. Çünkü ortaya çıkan belgeler, mekteple verilen derslerle bağdaşmıyor. Dolayısıyla mektebe bu kadar bel bağlamak da doğru değildir” diye konuştu. İnançer, doğru davranış biçimlerinin de önemine değinerek “Bugün Müslüman toplumu olmaktan çok uzağız. İbadet ritüellerini yerine getirmekle kendimizi yükseldi zannediyoruz. Temelin dört duvarı namaz, oruç, hac ve zekâttır. Şimdi bu dört asgari vazifeyi yerine getirenler yüksekte sanıyor kendilerini. Bu zeminlerin üzerine Ahlak-ı Muhammediyye’yi yani doğru davranış biçimlerini eklememiz gerekiyor” dedi.

DİĞER HABERLER